Çevre bilincini, ahlak ile beraber değerlendirilmesine, yaşadığımız toplumda etrafımızdaki diğer insanları, canlı ve cansız diğer varlıkların tamamını çevremiz olarak görmemiz gerektiğine dikkat çeken Dikici, “Öncelikle fiziki anlamda herkesin kendi evinin önünü, bahçesini, parkını, sokağını, ırmağını, denizini, şehrini, yurdunu temiz tutmasını, şehirlerin altyapılarının bilimin ışığında yapılmasını, ormansızlaşma ve betonlaşma ile rant gözetilerek çarpık kentleşmeye kurban edilmemesini istiyoruz” diye konuştu. “Doğanın kanunlarına karşı gelinmemesini, derelerin, göllerin, yeraltı sularının ve biyoçeşitliliğin korunmasını istiyoruz. Çünkü doğa mutlaka dengesinin bozulmasının karşılığını verecektir” diyerek yaşanan doğa olaylarına dikkat çeken Dikici, “Küresel ısınma ve iklim değişikliği ile artan taşkın, kuraklık ve orman yangınları gibi olayların zararlarının en aza indirilmesi için yapılan planlar harfiyen uygulanmalı. Su ve gıda güvenliği için tasarrufun en büyük kaynak olduğunu biliyoruz. Su kaynaklarının artırılması ve tasarrufu konusunda radikal çözümlerin hayata geçirilmeli. Nehirlerin ve denizlerin temizliği, mikro plastiklerin zararlarının önlenmesi ve geri dönüşümün sıfır atık kapsamında sürdürülebilir çözümler geliştirilmeli. Sivil toplum kuruluşu olarak bizler kamunun çevre bilincine yönelik ve iklim değişikliğinin etkilerine karşı yaptığı her türlü çalışmaları destekliyoruz” dedi. Tarım alanlarının imara açılmamasını talep eden Dr Dikici, “Toplumumuzu ülkemizdeki boş olan tüm alanları yemyeşil ormanlarla donatmaya davet ediyoruz. Tüm insanların, yeşil alanı bol, tertemiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamalarının temel hakları olduğu düşüncesiyle, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’ nü kutluyor, hep birlikte daha güzel ve yaşanabilir bir çevre oluşturmak temennisiyle, saygılarımızı sunuyoruz.” ifadelerine yer verdi.